İklim Mültecileri Bağlamında Yeşil Sosyal Hizmet Üzerine Bir Tartışma

Küresel iklim değişikliği ve insanlar üzerindeki etkileri bilim çevreleri tarafından uzun yıllardır tartışılmaktadır. İklim değişikliği; kuraklaşma, çölleşme, sel, tsunami, deniz seviyelerinin yükselmesi, kasırga gibi doğa olaylarının sıklığını ve şiddetini artırmaktadır. İklim değişikliği ve çevresel bozulma nedeniyle temel ihtiyaçlarını karşılayamayan insanlar göç etmeye mecbur kalmaktadır. Bu durumu ifade eden “iklim mültecileri” kavramı, insan kaynaklı–kapitalist/neo-liberal politikalar-iklim değişikliğinin insanlar ve çevre üzerindeki etkilerinin farklı bir boyutu olarak karşımıza çıkmaktadır. Yaşadıkları yerleri ve kültürel özelliklerini terk etmeye mecbur kalan iklim mültecileri; ekonomik, sosyal, çevresel sorunlar nedeniyle, sosyal hizmet uzmanlarının mesleki çalışmalar yapması gereken bir konuyu oluşturmaktadır. Bunun yanında göç daha başlamadan sosyal hizmetin, koruyucu -fiziksel ve toplumsal çevreyi- ve önleyici çalışmalar yapması gerekir. İnsan kaynaklı iklim değişikliği nedeniyle göç eden insanlarla yapılan sosyal hizmet uygulamalarında fiziksel ve doğal çevreye -flora ve fauna- gerekli önemin verilmesi gerektiğini ileri süren “yeşil sosyal hizmet” bakış açısı kullanılabilir. Yeşil sosyal hizmet, sosyal hizmet uzmanlarının çevresel adaletsizliğin engellenmesinde; sürdürülebilir sosyal ve çevresel gelişmedeki rolünü ifade etmek için kullanılan ve son yıllarda kullanımı artan bir kavramdır. Ancak sosyal hizmet literatürüne bakıldığında yeşil sosyal hizmet kavramının, sosyal hizmete konu olan iklim mültecileri bağlamında değerlendirildiği kaynakların yetersiz olduğu görülmektedir. Bu yazın taramasında, iklim mültecileri bağlamında yeşil sosyal hizmet üzerine bir tartışma yürütülecektir.

Anahtar Kelimeler: iklim değişikliği, iklim mültecileri, göç, yeşil sosyal hizmet, sosyal hizmet

Global climate change and its impacts on human beings are being discussed by scientists for many years. Climate change increases the frequency and severeness of natural forces such as drought, desertification, flood, tsunami, rising sea levels, and hurricane. Due to climate change and environmental degredation, people, unable to satisfy their needs, were foced to migrate. The concept of “climate refugees” expressing this situation, human-based -capitalist/ neo-liberalist policies- appears to us as a different dimension of the impacts of climate change on people and environment. Climate refugees, forced to move from their homeland and their cultural characteristics, become a subject of social workers for doing professional practices on. Besides that, before migration begins , social work needs to do protective -of physical and natural environment- and preventive practices. The perspective of “green social work” asserting that necessary importance is given to physical and natural environment -flora and fauna- can be adopted in social work practices with migrating people because of human-based climate change. Green social work is a term used to describe the roles of social workers in preventing environmental justice and sustainable social and environmental development and its useage has increased recently. However, when considering our social work literature, it is understood that the sources, the concept of green social work is evaluated in within the context of climate refugees being a subject of social work are insufficient. In this review of literature, a discussion about green social work within the context of climate refugees will be held.

Keywords: climate change, climate refugees, migration, green social work, social work