Yeni Türk Sinemasında Melodram Kodlarının ve Erkekliğin Dönüşümü: Komser Şekspir Örneği

Çeşitli dönemlere ayrılan Türk sinemasının 1950-1970 yılları arasındaki dönem sinema tarihçileri tarafından “Yeşilçam” olarak da bilinen “Sinemacılar Dönemi” olarak adlandırılmaktadır. Yeşilçam döneminin en önemli türü olan melodram, sonraki dönemlerde de etkinliğini sürdürmeye devam etti. Melodram anlatısı Türk sinemasının başlangıcından itibaren vardı ancak bir tür olarak Yeşilçam döneminde etkin bir şekilde yer aldı. 80'lerle birlikte başlayan toplumsal dönüşüm ve televizyonun hayatımıza girmesi ile sinema sektörü melodramlardan uzaklaşarak daha çok toplumsal sorunlara değinmeye başlamış ve farklı bir yolda ilerlemiştir. Sürekli değişim ve dönüşüm içerisinde olan Türk sineması, 1996 yılda gösterime giren Eşkıya ve Tabutta Rövaşata filmleri ile yeniden yükselişe geçti ve yeni sinema anlayışı "Yeni Türk Sineması" olarak anılmaya başlandı. Bir dizi kodlardan oluşan melodramlar, yeni sinema anlayışı içerisinde, Yeşilçam'dan farklı olarak, hikâye merkezinde sadece kadınların değil erkeklerin de yer alabildiği bir tür haline gelmiştir. Bu çalışmada, yeni Türk sinemasında melodram kodlarının ve erkeklik imgesinin dönüşümü Komser Şekspir filmi üzerinden betimsel analiz yöntemi ile incelenmiştir.

Anahtar Kelimeler: Yeni Türk Sineması, Melodram, Yeşilçam, Komser Şekspir, Erkeklik

Turkish cinema is divided into various periods and by cinema historians the period between 1950-1970 is named as “Yeşilçam”. Melodrama, which is the most important genre of Yeşilçam Period, continued to be effective in the next periods. Melodramtic narration has been appearing since the beginning of Turkish cinema, but as a genre it continued its existence effectively during Yeşilçam period. With the television’s coming into our life and the social transformation of 80s, cinema sector started to deal with social problems and took a different tack after moving away from melodramas. Turkish cinema, which is in constant change and transformation, started to rise with the release of Eşkıya and Tabutta Rövaşata movies and new cinema perception started to be considered as “new Turkish cinema”. In the new cinema perception, unlike Yeşilçam, melodramas that consist of a series of codes, became a genre in which not only women but also men can take part in the centre of the story. In this study, the transformation of melodramatic codes and masculine image in new Turkish cinema are analyzed by using descriptive analysis method with reference to Sinan Çetin’s movie, Komser Şekspir.

Keywords: New Turkish Cinema, Melodrama, Yeşilçam, Komser Şekspir, Masculinity