Yıl:2020   Cilt: 10   Sayı: 3   Alan: Felsefe

  1. Anasayfa
  2. Makale Listesi
  3. ID: 342

Zeynep ZAFER ESENYEL

Arnold Gehlen’in Antrobiyolojisine Eleştirel Bir Bakış

İnsan ve hayvan doğaları üzerine incelemeleriyle felsefi antropolojiye önemli katkılarda bulunan Arnold Gehlen, antropolojiden metafizik öğeleri dışlamak amacıyla biyolojik temellere dayanan bir insan anlayışı ortaya koymuştur. İnsanın, hayvanla karşılaştırıldığında biyolojik olarak bir eksiklikler varlığı olduğu sonucuna ulaşan Gehlen’e göre insan yapısı itibariye içgüdülerden ve kendisini doğal dünyada koruma altına alabilecek fiziksel donanımdan yoksun olduğu için bir organ ilkelliğiyle mücadele etmek zorundadır. Zira insan ile hayvan arasındaki en büyük farkın zekâ olduğunu ifade eden Gehlen için insan ancak bu sayede kültürü ve kurumları inşa ederek doğaya karşı direnebilme gücüne sahip olmaktadır. Bu anlamda insan, biyolojik olarak her zaman belirli bir çevrede hayatta kalabilecek olan hayvandan farklı olarak, kendi çevresini kurma zorunluluğu olan varlıktır. İnsan dünyaya açık bir varlık olarak zekâsı sayesinde her koşulu kendi lehine çevirerek hayatta kalabilir. Zira Gehlen’in hayvan ve insan arasında çizdiği sınır gerçekte bu kadar kesin olmamakla birlikte zekâ, Gehlen’in insan ve hayvan arasında olduğunu iddia ettiği yapı farkını ortaya koymak için yeterli değildir. Gehlen her ne kadar insanın özsel özelliğinin eylemde bulunmak olduğunu ifade etmiş olsa da, eylemi salt zekâ davranışı olarak betimleyerek eylemin gerisinde yer alabilecek olan irrasyonel motifleri göz ardı etmiştir. Gehlen’in zekâya yaptığı aşırı vurgu, etik ve politik yaşamın biyolojik doğadan bağımsız olarak ortaya çıkmasına engel olmakta ve tam da bu nedenden ötürü insan ve hayvan arasında var olduğu gösterilmek istenen farkın kendisini bulanıklaştırmaktadır. Bu çalışmanın amacı Gehlen’in antrobiyoloji adını verdiği felsefi antropolojisinin temel varsayımlarını eleştirel bir perspektiften değerlendirmek ve eksikliklerini ortaya koymaya çalışmaktır.

Anahtar Kelimeler: Gehlen, Felsefi Antropoloji, Antrobiyoloji, İnsan, Hayvan


A Critical View of Arnold Gehlen’s Anthrobiology

Making an important contribution to philosophical anthropology with his observations on human and animal natures, Arnold Gehlen introduced a human understanding based on biological foundations in order to exclude metaphysical elements from anthropology. According to Gehlen, who concludes that human beings have biological deficiencies compared to animals, because of his nature, human has primitive organs that lack instincts and physical equipment which can protect itself against the natural world. For Gehlen, the major difference between human and animal is intelligence, by this human beings have the power to resist nature by building culture and institutions. Thus, unlike the animal, which is biologically able to survive in a certain environment at all times, human has to establish his own environment. As a being open to the world, man can survive by changing every condition in his favor, with his mind. Not only is the border that Gehlen draws between animal and human so precise in reality, but also intelligence is not enough to reveal the structural difference that Gehlen claims to be between human and animal. Although Gehlen stated that the essential feature of man is to act, he ignored the irrational motifs that could take place behind the action by describing it as a pure intelligence behavior. Gehlen’s excessive emphasis on intelligence prevents ethical and political life from emerging independently of biological nature, and for exactly this reason, the difference between human and animal is itself blurred. The aim of this study is to evaluate the basic assumptions of Gehlen’s philosophical anthropology, which he called anthrobiology, from a critical perspective, and to try to reveal its deficiencies.

Keywords: Gehlen, Philosophical Anthropology, Anthrobiology, Man, Animal


269